Peki Şimdi Ne Olacak?

Gündem · 22 Sep 2025 · Okuma: 0


Fed ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararları arka arkaya geldiğinde piyasalarda genelde “şimdi ne olacak?” havası oluşur. Aslında bu kararların özü, hem Amerika’da hem Türkiye’de paranın maliyetini belirlemeleri. Yani bankadan kredi almak, mevduata faiz yatırmak ya da yatırımcıların risk alma iştahı bu kararlarla doğrudan bağlantılı.

Fed, faizleri sabit tutma ya da artırma yönünde karar verdiğinde dünyadaki doların fiyatı etkileniyor. Çünkü dolar hâlâ küresel finansın kalbi. Dolar pahalılaşırsa gelişmekte olan ülkeler – Türkiye de dahil – dışarıdan borçlanırken daha yüksek maliyetle karşılaşıyor.


TCMB’nin faiz kararı ise bizim iç piyasamız için belirleyici. Faiz yüksek tutulduğunda kredi maliyetleri artıyor, tüketim ve yatırım yavaşlıyor; ama enflasyonla mücadele için bu gerekli görülebiliyor. Düşürüldüğünde ise piyasaya nefes geliyor ama bu kez fiyatlar üzerindeki baskı artabiliyor.

İki karar yan yana okunduğunda tablo şöyle: Fed’in tavrı, Türkiye’nin dışarıya karşı nefes alıp verişini etkiliyor; TCMB’nin kararı ise içerideki cüzdanlarımızı. Yatırımcı gözüyle bakıldığında, “faiz farkı” dediğimiz şey çok önemli oluyor. Eğer Türkiye’de faiz yüksekse, yabancı yatırımcı için cazip hale geliyor ama içeride tüketici için kredi almak daha zorlaşıyor.

Kısacası: Fed ve TCMB kararlarını ayrı ayrı okumak doğru değil. Birinin etkisi küresel, diğerinin etkisi yerel. Ama sonuçta ikisi birleştiğinde hem döviz kurunda, hem enflasyonda hem de günlük harcama alışkanlıklarımızda hissedilir.

Bu tip dönemlerde yatırımcıların da tüketicilerin de ana odağı şu olmalı: “Bu karar benim borçlanma maliyetimi ve tasarruf gücümü nasıl etkiler?” Çünkü uzun vadede işin bütün karmaşık finans jargonunu sadeleştirdiğimizde geriye kalan tam olarak bu oluyor.

Paylaş:

Benzer Yazılar

Benzer yazı yok.